Mayıs ayı hemşireler için özeldir, her yıl Mayıs ayında çeşitli etkinliklerle hemşireler günü ve haftası kutlanır. Tüm meslektaşlarım yapmış oldukları fedakarlıklar için hem kurumlar hem diğer sağlık profesyonelleri tarafından takdir edilir, tebrikler dile getirilir.
Son iki yıldır, içinde bulunduğumuz Pandemi sürecinin de etkisi ile Hemşireler günü daha bilinir oldu. Kutlamalara halkımız alkışlarla, tebriklerle eşlik etmeye başladı.
Hemşireler gününün ve hemşirelik haftasının herkes tarafından bilinir olması çok güzel bir durum elbette.
Ancak bu günün dert yanma günü gibi yansıtılmasını, Hemşirelik dernekleri ve temsilcilikler tarafından; Hemşirelerin ne kadar çaresiz ve zor durumda gösterilmesini kabul etmiyorum.
Eline mikrofonu alan, Hemşirelik fedakarlık demek, hemşirelik ön cephede savaşmak demek, çile çekmek demek, acılara katlanmak demek…..
Hemşireler çok zor durumda, kadro verilmiyor. Döner sermaye, ek gösterge, bilim kurulunda yeri yok… vd negatif söylemler.
Ve sonra tekrar soruyorlar peki ama neden?
Neden biliyor musunuz?
Hemşirelik mesleğini dar bir kalıp içerisine sokarak sizlerin söylemleri ile sınırlıyorsunuz. Sürekli olumsuzluklarla, çaresizlik içinde, ihtiyaçları hiç bitmeyen ve sürekli her şeyden şikayet eden bir meslek gibi yansıtıyorsunuz.
Hemşirelerimiz; devletimiz onlara verdiği yetki ve kendi otonomileri ile bireysel çalışabilir, Mesleklerini kendi yetkinlikleri ve onlara verilen yetki ile icra edebilirler…..
Özel hastanede, üniversite hastanesinde, dal merkezlerinde çalışabilirler….
Mesleki rolleri gereği eğitmen, danışman olabilir, toplum sağlığı için toplumun her alanında aktif görev alabilirler,
Akademik kadrolarda bilime ışık tutabilir yeni meslektaşlarımıza rehber olabilirler…
Sanki sadece devlette çalışması zorunlu olan, ek göstergelerle yaşama tutunan muhtaç bir grup gibi yansıtılması. Sürekli devlet bize bakmıyor gibi bir algı yaratılması hiç hoş değil, en azından ben bu durumdan hiç hoşlanmıyorum…
Güç sizsiniz, imkan sizsiniz, başarı sizsiniz….
Kimsenin sizi sınırlandırmasına kalıplara sokmasına izin vermeyin. Bugün hala Profesör, Doçent, Doktor Hemşire sayımız parmakla sayılabilecek sayılarda ise bir düşünün neden?
"Bu günü bu yılı kuru kuru kutlamalar ile geçirmeyin"
Derdiniz kadro olmasın…
Derdiniz yöneticinize yaranmak, koltuğunuzu korumak olmasın,
Ekiplerinizi güçlendirin,
Güçlendirdiğiniz kişiler sizi yok sayıp yerinizi almak istese dahi korkmayın, vazgeçmeyin, yılmayın… Güneş balçıkla sıvanmaz …..
Tek derdiniz nasıl profesyonel bir meslek olurum, insanlığa, dünyaya nasıl katkı sağlarım olsun,
Derdiniz; okumak, derdiniz üretmek, derdiniz inovasyon, derdiniz teknoloji olsun… O zaman göreceksiniz ki insanlar sizi konuşacak… o zaman göreceksiniz ki herkes sizin yerinizde olmak isteyecek …
"Bilginiz kadar güçlünüz"
Bir gün değil her gün sizin Hemşireler gününüz, Hemşirelik haftanız olsun,